Araç Kiralama Maliyetlerindeki Artışlar
Döviz kurundaki hızlı artışlar kiralık işi yapan firmaları zor duruma sokmaya başlamıştır. Kiralama işi yapan firmanın en temel girdisi araçtır. Kiralık araç parkındaki araçları en az 2 yılda bir yenilemek zorunda kalan rent a car firmaları yıllık ortalama %20 oranındaki araç alım maliyetini maalesef kiralama fiyatlarına tam olarak yansıtamamaktadır.
Rekabetin acımasızca ilerlediği şu günlerde rent a car firması kapısını çalan müşteriyi geri çevirmemek için kendi kar marjından düşürerek araç kiralama işini yapmaya çalışmaktadır.
Vergilerdeki hızlı artış, devletin her yıl cari açığı finanse etmek için uyguladı vergi artışlarında kiralama işi yapan firmalarda etkilenmektedir.
Ülkemizde Sigorta firmaları da 2015 yılından itibaren zorunlu trafik sigortalarını ve kasko değerlerini hızlıca arttırmaktadır.
Bu artışlar sonunda rent a car işi yapmak artık karlı bir sektör olarak görünmemekte bir çok firma rent a car işini devretmektedir.
Kaynak :
Oto Kiralama Sisteminin Tarihi
Otomobil Kiralama yada Dünyada tüm bilinen adıyla RENT A CAR ilk olarak Finansal Kiralama yöntemiyle başlamıştır. Araba kiralama yöntemini anlayabilmek için önce finansal kiralamayı bilmek gerekir. Finansal Kiralama bir yatırım malının mülkiyeti kiralama şirketinde kalarak belirlenen kiralar karşılığında kullanım hakkının kiracıya verilmesi ve sözleşmede belirtilen sözleşme süresi sonunda mülkiyetinin sembolik bir bedel karşılığında kiracıya geçmesini sağlayan bir finansman yöntemidir.
Avrupa Leasing Birliği’nin (European Leasing Association) benimsediği ve
çoğunlukla kabul gören kiralama tanımına göre: “Kiralama belirli bir süre için
kiralayan ve kiracı arasında imzalanan; üreticiden kiracı tarafından seçilip, kiralayan
tarafından satın alınan bir malın mülkiyetini yani otoyu kiralayanda, kullanımını ise kiracıda
bırakan bir sözleşmedir ve malın kullanımı belirli bir kira ödemesi karşılığında
kiracıya bırakılmaktadır.”
Kiralama ABD’de özellikle büyük şirketlerin taşıma araçlarının kiralanması
biçiminde başlayan, 1960’lı yıllar itibariyle İngiltere ve Almanya başta olmak üzere
tüm Batı Avrupa Ülkelerinde, bir süre sonra da Japonya ve diğer Uzakdoğu
ülkelerinde yaygınlaşan bir finansman modelidir.